kendisinin geometrik kuramlar ile alakalı güzel bir tezi var idi...
hepinizin de bildiği gibi geometride nokta, doğru, düzlem ve uzay kavramları vardır...
kalemin bir beyaz kağıda değidiği yere
nokta denir ve boyutu yoktur.
noktaların bir hat üzere aynı doğrultuda kümeleşerek oluşturdukları hatta ise
doğru denir ve 1 boyutludur....
Düzlem uzayda bulunan bir doğrunun, yön değiştirmeden ve kendi doğrultusunda olmayan hareketiyle meydana getireceği kabul edilen yüzeylere
düzlem denir ve iki boyutludur...
ve yine uzayda yani x,y ve z boyutlarında düzlemlerin ki burda kare düzlemini baz alacaığız, karelerin birleşerek 6 adedinin dik açuılarla birleşmesinden oluşan bir geometrik cisimdir ki adı da küp tür ve 3 boyutludur....
birde bunlara ilave olarak bazı matematikçiler zamanıda bir boyut oalrak kabul etmişler ve uzayda 4ncü boyut oalrak ise zamanı kabul etmişlerdir....
şimdi elimizde boyutu olmayan nokta, 1 boyutlu doğru, 2 boyutlu düzlem, 3 boyutlu küp bulunmakta....
aslına bakarsanız gerçek hayatımızda, yani sosyal yaşantıda da insalar bu geometrik kavramlar gibidir, kimleri nokta, kimileri doğru, imleri düzlem ve bazıları ise küptür....
bir nokta ister doğruya, ister düzleme, ister ise küpe baksın size yemin billah gördüğünün bir noktadan ibaret olduğunu söyler ki zahiren doğruyu söylemektedir....
bir doğru ise noktaya baktığında onu tarif edebilir, aynı şekilde bir doğru gördüğünde de onu tarğif edebilir ama bu doğru bir düzlem, kare şekline baktığında ise yemin billah karşısındakinin bir kare değil (zaten manasını bilmez) bir doğru olduğuna şahitlik eder ve yaradılışı gereği doğruyu söylemektedir...
bir düzlem, kare ise nokta, doğru ve diğer düzlemleri,üçgen, beşgen,yamuk vs.... cizimleri tarfi edebilir zira onlarda kendi gibi iki boyutludur, ama bir doğru kareye ne akdar bakrsa baksın diyeceği karşımda bir doğru vardır demekten öteye gidemeyecektir....
bir küp ise diğerlerinden daha şanslıdır zira noktaya kadar duruma hakimdir ama aynı şekilde kare ise küpe hangi açıdan bakarsa baksın karşısında göreceği kendi gibi kareden ( 2 boyut) öte gidemeyecektir.....
buraya kadar uzattım belki ama durumun daha anlaşılır olmasıiçin gerekli idi.... zira gerçek hayatımızda, gerek siayset, gerek ise diğer beşeri ilimlerde olsun, dini ilimlerde olsun hep aynı durum ile karşılaşmaktayız,
biri nokta der,
diğeri doğru, bir başkası yok kare, öterki ise hayır küp.....
bir kısır döngüdür, kavgadır gider....
asıl önemli olan iki husus vardır, öncelikli olarak kişinin hangi boyutta olduğunu bilmesi, haddini ve kapasitesini bilemsi,
ama daha önemli olan ise bir küpün karşısındaki kare, doüğru ve noktayı fark edebilmesi ve onun ne gördüğünü anlayıp ona göre izah ve ilim aktarması, bu en önemlim husustur ki bilmesi gereken kadar prensibi ile bu durum özetlenir.... Bir eşşeğe bile kaldırabileceğinden fazla yük onun bacakalrını ayırmaya yetecek iken, bir doğruya alan bilgisi vermeye kalkmanın manası , bir doğruya hacim bilgisi vermenin manası yoktur, zamana israf, akla ziyandır....
doğruya vereceğin metredir, metre karenin bir manası yoktur, vermek izansızlık, yazık olur, ki onu sapıtmaya kadar götürür......
çoğu zaman insanlar daha henüz elif olmadan kitap yazmaya,
şeriatı dahi bilmeden 7nci semalarda uçmaya,
hijyen bilmeden, doktor olmaya,
tırnağını kesemez iken, cerrah olmaya,
yada amiyane tabir ile cin olmadan adam çarpmaya kalkarlar.....
haddini bilmez ve değişmez bu geometrik kanunların sosyal yansımasını görmezden gelirler, yazıktır, öncelikle kendilerine yazıktır, harcanan zamana, dökülen dillere yazıktır......
yarım hekim candan eder, yarım imam dinden eder misali havanda su dövmekten dahi kötüsü, dibi delik havanda su dövmektir....
öncelikle boyutumuzu,kapasitemizi bilip alt kümemizi hedeflemeli ve duzlem isek doğruya tek boyutta, noktaya ise nokta akdar ilim aktarmalıyız, gidip bir doğruya caka satar gibi alan hesaplarından bahseder isek elimizde ancak zaman kaybı ve çileden çıkmış bir doğru buluruz ki artık buna doğruda diyemeyiz.....
önce kendi kapasite ve boyutumuzu bilip, daha sonra ise hedef kitlemizin kapasite ve boyutunu bilip ona göre tebliğimizi veya aktaracağımız her ne ise, siyasi, sosyal yada kültürel konualrı, kendimize göre değil karşımızdakinin anlayacağı boyut ve seviyede aktarmalıyız...
bizler tebliği insanları ifsat etmek, çileden çıkarmak için yapmıyoruz, islah etmek, doğruya, hakka ulaşması için, hidayetine vesile olması için yapıyoruz ve bunun içinde yapmalıyız....
1- Düzlemde bir noktadan kaç doğru geçer?
A) 1 B) 2 C) 3 D) Sonsuz sayıda
|
|
2- İki noktadan kaç doğru geçer?
A)1 B) 2 C) 3 D) Sonsuz sayıda
|
|
3- Bir sehpanın devrilmemesi için en az kaç ayağı olmalıdır?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
|
|
4- Bir doğru ile bir düzlem kaç farklı konumda bulunur?
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4
|
|
5- [KL yazılışı aşağıdakilerden hangisinin gösterimidir?
A) doğru B) doğru parçası C) düzlem D) ışın
|
|
6- Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Kesişen iki doğru bir düzlem belirtir.
B) İki noktadan bir doğru geçer
C) Paralel iki doğru düzlemseldir
D) Bir noktadan bir doğru geçer
|
|
7-
Yukarıdaki şekle göre [BD Ç [CA aşağıdakilerden hangisidir?
A) AB B) [BC] C) [CD D) [DA
|
|
8-
Yukarıdaki şekle göre aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) [CD Ç[BA]= {A}
B) [BC] Ç [BA] = {B}
C) E noktası [CB ışınının dışındadır
D) A noktası [CE ışınının üzerindedir
|
|
9- Doğrusal olmayan üç noktadan kaç doğru geçer?
A) 4 B) 3 C) 2 D) 1
|
|
10- Bir doğrudan kaç düzlem geçer?
A) sonsuz sayıda B) 1 C) 2 D) 3
|
|
|
|